thebalkabaa

Kısa Kısa: Connecting the Dots – Atölyeler @ Pera Müzesi






Sezonun son sergilerinde daima genç yeteneklere kapılarını açan Pera Müzesi‘nin bu yazki konuğu Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi‘nde gerçekleşen 6. Uluslararası Öğrenci Trienali‘ne katılan öğrenciler… Trienal kapsamındaki atölye çalışmalarında üretilen eserlerin sergilendiği Connecting the Dots: Atölyeler, 22 Eylül‘e kadar devam edecek.

Atölye çalışmalarının temaları güncel ve toplumsal olaylar ve konulardan seçilmiş: kamusal alan, kent, mimari, hayvan hakları, beden, bellek, kimlik ve İstanbul. Tüm bunlar arasında Gezi Parkı olaylarında çekilmiş fotoğraflardan oluşan bölüm oldukça dikkat çekici. Fakat yalnızca güncel olana değil, diğer eserlere de dikkat etmek gerek: Kentsel dönüşüm ile ilgili başarılı bir video çalışması, İstanbul günceleri, hayvan haklarına dikkat çeken stencil çalışmaları gibi…






Posted on by thebalkabaa in kısa kısa: sergiler, sergiler Leave a comment

Kısa Kısa: Orange Is the New Black






Bilenler bilmeyenlere anlatsın, Netflix geçtiğimiz Şubat ayında tamamını online olarak ve 13 bölümünü aynı günde yayınladığı House of Cards ile adından çokça söz ettirmişti. Bu ses getirmede başroldeki Kevin Spacey’nin ve ilk iki bölümü yöneten David Fincher’ın da oldukça etkisi vardı tabii… Netflix, House of Cards’ın başarısının ardından aynı formülü bir yaz dizisi için uyguladı: Orange Is the New Black. Yine 13 bölümünün tamamı aynı gün, 11 Temmuz‘da yayınlanan dizi, gerçek bir yaşam öyküsünden uyarlanmış.

Üst-orta sınıftan gelen, eğitimli ve kültürlü Piper Chapman’ın (Yazarın gerçek adı Piper Kerman) yıllar önce işlediği bir suçu  itiraf etmek zorunda kalarak bir yıldan fazla bir süresini geçireceği hapishanede yaşadıklarını anlatıyor dizi.Taylor Schilling‘in canlandırdığı Chapman, önceleri hapishane yaşamına ve burada tanıştığı insanlara uyum sağlamakta oldukça zorlansa da bölümler ilerledikçe kurduğu dostlukları, edindiği düşmanları, hapishane yaşamanının kural ve dinamiklerine sağladığı uyumu siz de gözlemleyebiliyorsunuz. Her bölümde Chapman ve Chapman haricindeki bir karakterin geçmişine geridönüşlerle giderek (Çok başka olsa da, biraz “Lost”u hatırlattı bana bu özelliği) hapishanede sonlanan yaşamlarını izleyerek onları daha iyi tanıyoruz. Özellikle anlatılan her şeyin gerçek olduğunu bilmek, diziyi daha heyecanlı bir şekilde izlemenize neden oluyor. Taylor Schilling dışında, başta Kate Mulgrew, Michelle Hurst ve Danielle Brooks olmak üzere çok iyi performanslar var.






Posted on by thebalkabaa in kısa kısa: televizyon, televizyon Leave a comment

Kısa Kısa: I Give It a Year (2013)






32. İstanbul Film Festivali’nin komedi filmlerinden oluşan “Antidepresan” bölümünde izlediğim I Give It a Year, bu hafta vizyona giriyor. Geçtiğimiz haftalarda vizyonda izlediğimiz Sandra Bullock ve Melissa McCarthy’li Heat ile birlikte yılın en iyi komedi filmi olduğunu düşündüğüm I Give It a Year, hem İngiliz-tarzı espri anlayışıyla yazılmış senaryosuyla güldürüyor, hem de başarılı oyuncu performanslarıyla…

Filmin yönetmeni ve senaristi, açıkçası nefret ettiğim Sacha Baron Cohen tiplemelerinin (Ali G, Borat, Brüno) yaratıcısı ve filmlerinin senaristi olan Dan Mazer. I Give It a Year, Mazer’ın yönettiği ilk film ve kendisinin önceki işlerine olan nefretime rağmen filmde bolca kahkaha attım ve filmi gerçekten beğendim. İzlediğimiz çoğu romantik komediye kıyasla oldukça gerçekçi oluşunun bunda etkisinin büyük olduğuna inanıyorum.






Posted on by thebalkabaa in filmler, kısa kısa: film, sinema Leave a comment

Renkli, Esprili, Dinamik: RED






Bazı filmler vardır, ciddiye alınmayacak kadar saçma görünür, fakat izlediğinizde anlarsınız ki filmin tam olarak amacı, kendisiyle dalga geçmektir. 2010 yılında “büyük” oyuncuları ellerinde “büyük” silahlarla gördüğümüzde ne diyeceğimizi şaşırdığımız, izlediğimizdeyse “büyük” kahkalarla güldüğümüz ve çokça eğlendiğimiz RED’in devam filmi RED 2, bugünlerde vizyonda. Fırsat bu fırsat, filmin dikkat çeken yanlarından bahsetmek istedim.

RED ya da İngilizce açılımı ile “Retired, Extremely Dangerous” (Emekli, Aşırı Tehlikeli) basitçe ifade etmek gerekirse emekli ajanların sahalara dönüş hikayesi… Fakat yine 2010′da başlayan ve yine emekliye ayrılmış onlarca testosteron abidesi aktörü bir araya getiren benzeri serinin aksine iyi anlatılmış bir hikaye… Read more






Posted on by thebalkabaa in film incelemeleri, filmler, sinema Leave a comment