En İyi Yabancı Dilde Film kategorisinde yılın Oscar ve Altın Küre adaylarından olan, Joachim Rønning ve Espen Sandberg‘in yönettiği Norveç filmi Kon-Tiki, Kuzey Avrupa sinemasında görmeye fazla alışık olmadığımız türden bir büyük bütçeli yapım. Filmi izlemeden önce ne gerçek bir hikaye olduğunu, ne de 1940′lı yıllarda geçtiğini biliyordum. Film, kaşif/bilimadamı Thor Heyerdal‘ın 1947′de 5 kişi ile birlikte Peru’dan Polinezya’ya, tamamen ilkel şartlarla yapılmış bir sal üzerindeki 101 günlük yolculuğunu konu alıyor. Polinezya’nın sanıldığı gibi Güneydoğu Asyalılar tarafından değil, ondan yüzyıllar önce Güney Amerikalı yerliler tarafından keşfedildiğini bu şekilde kanıtlayan Kon-Tiki‘nin yüzme bilmeyen kaptanı Heyerdal ve tayfasının yolculuğu gerçekten heyecan verici. 2012 sinemasının önemli temalarından biri olan insan, okyanus/deniz/doğa ve inanç ilişkisi üzerine iyi çekilmiş ve oldukça emek harcanmış bir film Kon-Tiki. Filmi izledikten sonra yolunuz Oslo’ya düşerse Kon-Tiki Müzesi‘ni de gezmeyi ihmal etmeyin.
Kısa Kısa: Kad svane dan (2012)
70 yıldır yaşadığınız hayatın aslında 70 yıldır sizden saklanmış gerçekler üzerine kurulduğunu öğrenseniz ne yapardınız? Kad svane dan (Gün Doğarken), bir müzik profesörünün Yahudi Tarihi Müzesi’nden aldığı telefon sonucu hayatının değişmesini konu alıyor. 2. Dünya Savaşı sırasında Belgrad’ın ortasında, fuar alanı olarak inşa edilmiş alanın bir toplama kampına dönüştürüldüğü günlere götürüyor bizi film. Müzisyen babası ve annesi toplama kampına götürülürken komşu aileye emanet edilen bir bebek olarak savaştan ve soykırımdan kurtulan Misha, gerçek kültürünü, gerçek mirasını, gerçek din ve geleneklerini öğrenmeye, keşfetmeye çalışıyor. Tüm bunları yaparken de filmin belki de en iyi yanı olan müzikten faydalanıyor: Babasının toplama kampında notaya döktüğü ve gömdüğü bir kutunun içine, oğluna sakladığı bir melodi.
Sırbistan’ın en önemli yönetmenlerinden Goran Paskaljevic‘in 32. İstanbul Film Festivali’nin Ustalar bölümünde gösterilen filminde, ülkenin en ünlü oyuncusu Mustafa Nadarevic başrol oynuyor. Belgrad halkının silinmiş belleği ve geçmişi umursamazlığı ise filmin yansıttığı en çarpıcı gerçek. Müzikleri, final sahnesi ve Nadarevic’in oyunculuğu ile duygu dolu anlar yaşatıyor Kad svane dan.
Röportaj: Başucumuzda Kitap
Kitap okumak kadar, kitaplar üzerine okumak da zevklidir. Yazmak da… Dört kişinin başuçlarındaki kitapları yazmaya karar vermesi ile temelleri atılan kitap blogu Başucumuzda Kitap, 2011′den beri kitaplarla ilgili farklı bakış açıları sunuyor okuyucusuna. Başucumuzda Kitap ekibi ile bloglarını, çok yazarlı bir blog olmayı ve tabii ki kitapları konuştuk.
Lütfen Rahatsız Etmeyin!
İstanbul Modern’in Şubat ayından beri ev sahipliği yaptığı sergi, adını otel odalarımızın kapısına astığımızda huzur dolduğumuz o cümleden alıyor: Lütfen Rahatsız Etmeyin. VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi’nin “turizm yapıları”na odaklanan ikinci yılının sergisinde tatil kavramını sorgulamamıza önayak olan işlerle karşılaşıyoruz.
Lütfen Rahatsız Etmeyin: Tatil Kavramı Üzerine Bir Sergi, VitrA ve Türk Serbest Mimarlar Derneği’nin düzenlediği VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi‘nin ikinci sergisi. Projenin geçtiğimiz yılki ilk teması ticari yapılarken, bu kez turizm yapıları… Proje kapsamında düzenlenen sergide de, 5 sanatçının 6 farklı işi üzerinden turizm yapıları – tatil kavramı – tatilci ilişkisi sorgulanıyor. Read more