İstanbul’un alternatif tiyatro sahneleri arasında en sevdiklerimden olan, santralistanbul’u mekan edinen KREK’in geçtiğimiz sezon başlayan oyunlarından Babamın Cesetleri’ni sonunda izleyebildim. Bir hastane odası, bir baba, iki erkek çocuk, bir gelin ve tonlarca ağırlık yaratan bir geçmişin hikayesini izliyoruz. KREK’in o sizi kendi düşüncelerinize bile yabancılaştıran inovatif tiyatro izleme deneyimi ve Berkun Oya’nın ustaca yazdığı monolog ve diyaloglarla bambaşka bir oyun. En az favorim Güzel Şeyler Bizim Tarafta kadar iyi. Kimin haklı, kimin haksız olduğuna sonuna kadar karar vermekte zorlandığınız, neyin yalan neyin gerçek olduğunu anlamakta güçlük çektiğiniz Asghar Farhadi öykülerine benziyor biraz. KREK yeni oyunlarına yer açmadan önce, Babamın Cesetleri’ni mutlaka izleyin!
Kısa Kısa: Babamın Cesetleri @KREK
Kısa Kısa: All Is Lost (2013)
Cannes Film Festivali’ndeki ilk gösteriminin ardından gösterildiği her şehir ve festivalde 77 yaşındaki Robert Redford’un fiziksel olarak zorlu bir rolün altından başarıyla kalktığı performansıyla konuşulan bir film All Is Lost. Filmin girişindeki birkaç cümle ve film boyunca savrulan birkaç yardım çağrısı dışında tek bir kelime konuşma ve film boyunca yaşam mücadelesini izlediğimiz karakter ya da geçmişi hakkında en ufak bir bilgimiz yok. 2011′deki ilk filmi Margin Call ile En İyi Orijinal Senaryo dalında hak ederek aldığı Oscar adaylığıyle umut vaat eden bir yönetmen olduğunu kanıtlayan J.C. Chandor’un ikinci filmi, hayal kırıklığına uğrattı beni. Filmi göğüsleyen Robert Redford ve kimi görüntüler dışında beni içine çekemedi film. Hikayesiz olmuyor.
Bir Büyüme Hikayesi: Frances Ha (2013)
J.M. Barrie’nin Peter Pan romanı şöyle başlar: All children, except one, grow up.* Edebiyat tarihinin en güzel giriş cümlelerinden biridir belki de… Frances Ha filmine adını veren Frances de, büyümesi kaçınılmaz olsa da, büyümek dışında hiçbir çaresi kalmayıncaya kadar bunu kabullenemeyen bir genç kadın. Ve Frances Ha, kusursuz anlatılmış bir büyüme hikayesi. Read more
New York: 7 Kültür-Sanat Durağı
New York, her kültürden insana ev sahipliği yaptığı gibi; o kültürlerin her birinden de birçok şey barındırıyor ve her türlü sanat dalına, her türlü sanat anlayışına, her türlü ilgi alanına hitap eden bir şeyi bulabileceğiniz bir cennet vaat ediyor. Sunulan seçeneklerin tamamını tüketmeye yılların yetmeyeceği bir gerçek. Kısıtlı zamanda New York’tan en fazlasını almayı bekleyeceğinizi düşünerek 7 farklı alanda kesinlikle uğramanız gereken 7 mekanı sıralamaya çalıştım.