Bir erken dönem klasik müzik topluluğu düşünün, Rolling Stones ve Cirque du Soleil ile kıyaslansın… Evet, bu kıyaslama abartı. Müziklerinin kalitesi ya da virtüöziteleri konusunda da tartışılabilecek çok şey var. Fakat Red Priest, bugüne kadar dinlediğim en ilginç klasik müzik topluluğuydu. Benzersiz, orijinal ve eğlenceliydi. Adlarını Barok dönem bestecisi Vivaldi’nin kırmızı saçlarından alan grup, Piers Adams (blok flüt), Julia Bishop (keman), Angela East (çello) ve David Wright’tan (klavsen) meydana geliyor. Barok dönem bestecilerinin önemli eserlerini hikayelerini anlatarak, seyirci ile iletişim kurarak, mizansenlerle bir şova dönüştürerek yorumluyorlar. Read more
Kısa Kısa: İş Sanat 14. Sezon Açılış Konseri
İş Sanat’ın 14. sezonu, geçtiğimiz hafta sonu, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ve piyanist Özgür Aydın ile yaptı açılışını. Bu aralar tesadüfen dört bir yanda denk gelerek her geçen gün yeni bir eserini keşfettiğim Brahms’ın re minör piyano konçertosu ve Berlioz’ün fantastik senfonisi vardı programda. Özgür Aydın ustalık gerektiren konçertoyu layığıyla çaldı. İkinci yarıda orkestranın seslendirdiği fantastik senfoniyi henüz dinlememiş olanların dinlemesini şiddetle tavsiye ederim. Klasik müzikteki “idefiks” (sabit fikir) teriminin en iyi şekilde tanımlandığı, hikayesi etkileyici ve eğlenceli bir eser kendisi. Biste de Fransız bestecilerden devam ederek Bizet’nin L’Arlésienne süitinin “Farandole” bölümüyle veda etti BİFO. Bir kez daha, BİFO’nun vurmalı grubunun dünyanın en iyilerinden olduğuna dair inancım arttı bu konserde. Bu açılışın ardından yıl boyunca harika solist ve orkestraları ağırlamaya devam edecek İş Sanat. Hilary Hahn’dan Maxim Vengerov’a, Joshua Bell’den Sol Gabetta’ya birçok heyecan verici isim var sezonda.
Kısa Kısa: David Fray ile Bach Gecesi @ İstanbul Müzik Festivali
41. İstanbul Müzik Festivali programı açıklandığından beri heyecanla beklediğim konserlerden biri, Fransız piyanist David Fray‘ın David Fray ile Bach Gecesi adlı resitaliydi. 21 Haziran gecesi İş Sanat’ta gerçekleşen resitalde Fray, (adından da anlaşılacağı gibi) yalnızca Bach toccata ve partitaları çaldı. Özetle, sanatçının Virgin Classics etiketiyle çıkan Bach albümünü canlı olarak dinlemiş olduk. 1981 doğumlu Fray, bugüne kadar dünyanın en büyük orkestra ve şeflerinin çoğu ile çalmış bir sanatçı ve 2008 yılında BBC Müzik Dergisi tarafından Yılın En İyi Çıkış Yapan Sanatçısı seçilmişti. Özellikle Bach yorumları ile beğenilen Fray’ın konser sonrasında albümlerini imzalaması da ayrıca sevindirici oldu.
Fotoğraflar: Ali Güler
Kısa Kısa: Amsterdam Sinfonietta & Sol Gabetta @ İstanbul Müzik Festivali
Haziran’ın en sevdiğim olayı olan İstanbul Müzik Festivali devam ediyor. Geçtiğimiz hafta izlediğim konserlerden en önemlisi, 25 Haziran gecesi Aya İrini’de gerçekleşen Amsterdam Sinfonietta & Sol Gabetta konseriydi. Konseri önemli kılan yanı, İstanbul Müzik Festivali, Amsterdam Sinfonietta, Amsterdam Viyolonsel Bienali ve Eduard van Beinum Vakfı’nın Letonyalı besteci Peteris Vasks’a ortak siparişi olan viyolonsel konçertosunun Türkiye prömiyerinin gerçekleşmesiydi. Letonca ‘varoluş‘ anlamına gelen Klābūtne adlı konçertonun solisti ise dünyaca ünlü genç çellistlerden Sol Gabetta idi. Bir diğer Kuzeyli besteci Sibelius’tan izler taşıyan (ya da çok sevdiğim ve çok dinlediğim için benim her şeyde ondan izler bulduğum) eserin özellikle cennete doğru ilahi bir yolculuğa çıkmış hissi veren son bölümü, solistin vokal olarak katılımıyla büyüleyici bir hal alıyor. Daha önce hiçbir eserini dinlemediğim Vasks, takibe aldığım sayılı çağdaş klasik müzik bestecisi arasına girmiş oldu böylece.
1981, Arjantin doğumlu ve 10 yaşından beri sahnelerde olan Sol Gabetta, son zamanlarda özellikle piyanist Hélène Grimaud ile gerçekleştirdiği oda müziği konserleri ve kayıtları ile konuşuluyor. Festival dışında daha önce iki kez İstanbul’da dinleme fırsatı bulduğum Gabetta’yı yakından takip etmenizi ve özellikle Il progetto Vivaldi albümlerini dinlemenizi öneririm.
Konsere dönecek olursak, Peteris Vasks’ın “Klābūtne”si dışında, yine Sol Gabetta’nın yorumuyla dinlediğimiz Ernst Bloch‘tan From Jewish Life, Yahudi kültürü ve müziğini çok iyi temsil eden üç bölümlü (Prayer, Supplication ve Jewish Song) kısa bir eserdi. Konserin finalinde ise Mozart‘ın 40. senfonisini dinledik.
Fotoğraflar: Ali Güler