Emre Eminoglu

Kısa Kısa: John Legend @ İstanbul Caz Festivali






Temmuz başında Alicia Keys konseri ile başlayan 20. İstanbul Caz Festivali, caz, r&b ve soul müziğin ünlü isimlerini ve orijinal projelerini ağırladıktan sonra 29 Temmuz gecesi Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’ndeki John Legend konseri ile sona erdi. En hareketlisi dahi huzur veren, sakinlik vaat eden John Legend şarkılarını dinlediğimiz ve upuzun bir setlistle memnun bırakan bir konserdi. Ne piyanosunun başındayken, ne sahnenin önünde mikrofonunu savururken, ne de seyircilerin arasına karıştığı dakikalarda müziğinin önüne geçmedi John Legend.

Used to Love You ve Made to Love ile başladı konser, Save Room ve radyolarda sıkça çaldığı yıllarda hayranı olduğum P.D.A. gibi hitlerle devam etti. The Doors’tan, Bruce Springsteen’e birçok cover’a da yer verdi John Legend. Beni en çok büyüleyen performans ise Simon & Garfunkel’dan Bridge Over Troubed Water cover’ı oldu. Gecenin sonu (söylemeyeceğinden korkan hayranlarının çığlıklarına da neden olan) Ordinary Peoplela geldi. Müziğin verdiği huzurla, bu yaz hasret kaldığımız açıkhava konserlerinin tadını çıkarabilmekse bana çok iyi geldi.

John Legend Konser Fotoğrafları: Ilgın Erarslan Yanmaz, Mustafa Önder






Posted on by thebalkabaa in kısa kısa: müzik, müzik Leave a comment

Kısa Kısa: E.S.T. Symphony @ İstanbul Caz Festivali






Gelmiş geçmiş en iyi caz triolarından olan Esbjörn Svensson Trio‘nun kurucusu, bestecisi ve lideri Esbjörn Svensson’un zamansız ölümünden beş yıl sonra 20. İstanbul Caz Festivali sayesinde kendisini çok ilginç bir projeyle andık dün gece. İsveçli orkestra şefi ve besteci Hans Ek, Svensson’un bestelerinin senfonik düzenlemelerine imza atarak caz ve klasik müziği birleştirdiği E.S.T. Symphony projesiyle Filarmonia İstanbul orkestrası eşliğinde Haliç Kongre Merkezi’ndeydi. Ek’in yaptığına yalnızca düzenleme demekse haksızlık olur. Kendisi Svensson’un farklı albümlerindeki bestelerini birleştirmiş, hatta bazılarını yeniden bestelemiş denilebilir. Ortaya kornolar ve fagotların saksafona, timpaninin davula eşlik ettiği; çok farklı gözüken caz ve klasik müziğin (çoğu zaman) uyum içinde olduğu, üstelik EST dolu bir müzik çıkmış.

E.S.T. Symphony‘de solist olarak trionun iki üyesi Dan Berglund (kontrbas) ve Magnus Öström (davul) ile piyanoda Jacky Terrason ve Mihael Wollny, saksafonda Marius Neset, bas gitarda ise Sarp Maden yer aldı. Seyirci kadar orkestranın nefesli çalgılar koltuklarında oturan sanatçıların da hayranlıkla izlediği Norveçli Neset’in soloları özellikle büyüleyiciydi. Projenin kaydının da en kısa zamanda yayınlanmasını umuyor ve Esbjörn Svensson Trio’nun hayranlarına Dan Berglund’un (daha önce 18. İstanbul Caz Festivali ve Salon’a konuk olmuş) yeni grubu Tonbruket‘i şiddetle öneriyorum.






Posted on by thebalkabaa in kısa kısa: müzik, müzik Leave a comment

Kısa Kısa: David Fray ile Bach Gecesi @ İstanbul Müzik Festivali






41. İstanbul Müzik Festivali programı açıklandığından beri heyecanla beklediğim konserlerden biri, Fransız piyanist David Fray‘ın David Fray ile Bach Gecesi adlı resitaliydi. 21 Haziran gecesi İş Sanat’ta gerçekleşen resitalde Fray, (adından da anlaşılacağı gibi) yalnızca Bach toccata ve partitaları çaldı. Özetle, sanatçının Virgin Classics etiketiyle çıkan Bach albümünü canlı olarak dinlemiş olduk. 1981 doğumlu Fray, bugüne kadar dünyanın en büyük orkestra ve şeflerinin çoğu ile çalmış bir sanatçı ve 2008 yılında BBC Müzik Dergisi tarafından Yılın En İyi Çıkış Yapan Sanatçısı seçilmişti. Özellikle Bach yorumları ile beğenilen Fray’ın konser sonrasında albümlerini imzalaması da ayrıca sevindirici oldu.

Fotoğraflar: Ali Güler






Posted on by thebalkabaa in kısa kısa: müzik, klasik müzik, müzik Leave a comment

Kısa Kısa: Amsterdam Sinfonietta & Sol Gabetta @ İstanbul Müzik Festivali






Haziran’ın en sevdiğim olayı olan İstanbul Müzik Festivali devam ediyor. Geçtiğimiz hafta izlediğim konserlerden en önemlisi, 25 Haziran gecesi Aya İrini’de gerçekleşen Amsterdam Sinfonietta & Sol Gabetta konseriydi. Konseri önemli kılan yanı, İstanbul Müzik Festivali, Amsterdam Sinfonietta, Amsterdam Viyolonsel Bienali ve Eduard van Beinum Vakfı’nın Letonyalı besteci Peteris Vasks’a ortak siparişi olan viyolonsel konçertosunun Türkiye prömiyerinin gerçekleşmesiydi. Letonca ‘varoluş‘ anlamına gelen Klābūtne adlı konçertonun solisti ise dünyaca ünlü genç çellistlerden Sol Gabetta idi. Bir diğer Kuzeyli besteci Sibelius’tan izler taşıyan (ya da çok sevdiğim ve çok dinlediğim için benim her şeyde ondan izler bulduğum) eserin özellikle cennete doğru ilahi bir yolculuğa çıkmış hissi veren son bölümü, solistin vokal olarak katılımıyla büyüleyici bir hal alıyor. Daha önce hiçbir eserini dinlemediğim Vasks, takibe aldığım sayılı çağdaş klasik müzik bestecisi arasına girmiş oldu böylece.

1981, Arjantin doğumlu ve 10 yaşından beri sahnelerde olan Sol Gabetta, son zamanlarda özellikle piyanist Hélène Grimaud ile gerçekleştirdiği oda müziği konserleri ve kayıtları ile konuşuluyor. Festival dışında daha önce iki kez İstanbul’da dinleme fırsatı bulduğum Gabetta’yı yakından takip etmenizi ve özellikle Il progetto Vivaldi albümlerini dinlemenizi öneririm.

Konsere dönecek olursak, Peteris Vasks’ın “Klābūtne”si dışında, yine Sol Gabetta’nın yorumuyla dinlediğimiz Ernst Bloch‘tan From Jewish Life, Yahudi kültürü ve müziğini çok iyi temsil eden üç bölümlü (Prayer, Supplication ve Jewish Song) kısa bir eserdi. Konserin finalinde ise Mozart‘ın 40. senfonisini dinledik.

Fotoğraflar: Ali Güler






Posted on by thebalkabaa in kısa kısa: müzik, klasik müzik, müzik Leave a comment