Emre Eminoglu

Kısa Kısa: Festival Genç Solistini Arıyor @ İstanbul Müzik Festivali






İstanbul Müzik Festivali’nin geçtiğimiz yıl başlayan projesi Festival Genç Solistini Arıyor, bu yıl da Süreyya Operası‘nda Ramiz Malik Aslanov yönetimindeki İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Senfoni Orkestrası eşliğinde bir konserle sonuçlandı. Kemanın ardından bu yıl çello dalında düzenlenen ve solist olarak 1995 doğumlu Cansın Kara‘nın seçildiği projenin sonucundaki konserde genç sanatçı Haydn‘ın 1 no’lu çello konçertosunu seslendirdi. Cansın Kara, gözlerini kapayarak, nefesini tutarak, sanki bir an nefes alsa eserin tüm büyüsü kaçacakmış gibi çalıyor ve duygusunu seyirciye yansıtmayı başarıyor görebildiğim ve duyabildiğim kadarıyla. 2010′dan beri İngiltere’de The Yehudi Menuhin School’da eğitimine devam eden ve bugüne kadar Mersin Üniversitesi Akademik Senfoni Orkestrası, Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası eşliğinde çalmış olan genç sanatçının adını yakında daha sık duymaya başlayacağımıza eminim.

Fotoğraflar: Ali Güler






Posted on by thebalkabaa in kısa kısa: müzik, klasik müzik, müzik Leave a comment

Kısa Kısa: Deutsche Kammerphilharmonie Bremen @ İstanbul Müzik Festivali






Gezi Parkı’nda başlayan ve ülke geneline yayılan toplumsal olayların yarattığı hassasiyet nedeniyle festivalin açılış konseri sonbahara ertelenmesine ve birkaç konser iptal edilmesine rağmen, önemli orkestraları ve solistleri dinleme fırsatı buluyoruz bir haftadan fazladır. 14 Haziran Cuma ve 15 Haziran Cumartesi geceleri festivalin simgesi haline gelmiş Aya İrini‘de gerçekleşen iki ayrı konserin ortak noktası ise The Deutsche Kammerphilharmonie Bremen topluluğuydu. 2004′ten bu yana Estonyalı Paavo Järvi‘nin sanat direktörlüğünü üstlendiği orkestra, son zamanlarda dokuz Beethoven senfonisini birden seslendirdikleri Beethoven Projesi ile adından çokça söz ettiriyor. İstanbul dinleyicisi de bu iki konserle orkestradan 1. ve 4. senfonileri dinleme fırsatı buldu.

İlk konserlerinde Alpaslan Ertüngealp‘in yönettiği orkestranın solisti Portekizli piyanist Maria João Pires‘ti. Pires’ten Beethoven’ın 2 no’lu piyano konçertosunu dinledik. Gecenin en heyecan verici kısmı ise Pires’in bisi sırasında taburesini Ertüngealp ile paylaşarak iki Grieg eserini dört el çalmaları oldu. Orkestra, ikinci gecesinde ise James Judd tarafından yönetildi ve solist olarak usta keman sanatçısı Vadim Repin‘i konuk etti. En sevdiğim keman konçertosu olan Sibelius re minör keman konçertosunu Aya İrini gibi bir mekanda Vadim Repin’den dinlemenin yaşattığı zevki tarif etmem mümkün değil.

Fotoğraflar: Ali Güler






Posted on by thebalkabaa in kısa kısa: müzik, klasik müzik, müzik Leave a comment

Kısa Kısa: Elvin Hoxha Ganiyev @ Süreyya Operası






Klasik müziğin en güzel yanlarından biri, yüzyıllar öncesinden gelen aynı notaları bambaşka bir şekilde yorumlayan yeni sanatçıların her zaman karşınıza çıkabilmesi. Genç solistleri takip ederek geleceğin büyük yeteneklerini kariyerlerinin en başından itibaren tanımaksa beni her zaman heyecanlandırıyor. Elvin Hoxha Ganiyev‘in adını ilk kez üç yıl önce 38. İstanbul Müzik Festivali programında görmüştüm. 13 yaşında bir keman sanatçısı, Türkiye’nin en önemli klasik müzik festivalini açıyordu. Ertesi yıl, o zaman ilk kez düzenlenen Andante Klasik Müzik Ödülleri’nde Yılın Çıkış Yapan Genç Sanatçısı ödülünü kazandı. Birbiri ardına gelen dünya birincilikleri, festival haberleri derken Elvin Hoxha Ganiyev’i sonunda geçtiğimiz Kasım ayında, Dünya Sahnelerinde Genç Yetenekler konserinde BİFO eşliğinde Sibelius’un keman konçertosunu yorumlarken dinledim:

Elvin Hoxha Ganiyev, 20 Mayıs Pazartesi gecesi de Süreyya Operası‘nın Genç Virtüözler konserinde, bir diğer genç solist, piyanist Cemil Yener Gökbudak ile paylaştı sahneyi. Özellikle Paganini’nin Caprice’i ile büyüleyen Elvin Hoxha Ganiyev’in birkaç yıl içinde hangi orkestra ve şeflerle, nasıl büyük konserler vereceğini düşündükçe sabırsızlanıyorum. Çok geç kalmayın ve mutlaka kendisini dinleyin bir şekilde.






Posted on by thebalkabaa in kısa kısa: müzik, klasik müzik, müzik Leave a comment

Kısa Kısa: Melis Danişmend’den “Biraz Gülmek İstiyordum”






Önce Spitney Beers, sonra Üçnoktabir ile tanıdığımız Melis Danişmend, ilk solo albümünü çıkardığında şarkıları büyülemişti beni. adidas all originals party’de sahne aldığı yıl, sahne performansından da oldukça memnun kalmıştım. Melis Danişmend’in ilk albümü, adının daha az renk olmasından anlaşılacağı gibi biraz depresif, biraz karamsardı. Dinlediğiniz sesin saflığına ve masumiyetine rağmen biraz da öfkeli: “Öfkeden delirdim…” diye başlıyor, yalnızlığı “Kettle’da sular kaynattım / Boğazımdan içeri akıttım / Öyle bir acı sensizlik” diye tanımlayarak devam ediyordu. Danişmend, bu yılın başında çıkardığı ikinci albümüne ise Biraz Gülmek İstiyordum demiş ve müziğin sesini biraz daha yükseltmiş. Piyano ve gitarın yanına davulu katınca sesine çok yakışan o hüzünden vazgeçmemiş ama…  Çıkalı aylar geçmiş olsa da henüz yeni aldığım albümü en az ilki kadar beğendim kısacası.






Posted on by thebalkabaa in kısa kısa: müzik, müzik Leave a comment