Emre Eminoglu

Kısa Kısa: Kad svane dan (2012)






70 yıldır yaşadığınız hayatın aslında 70 yıldır sizden saklanmış gerçekler üzerine kurulduğunu öğrenseniz ne yapardınız? Kad svane dan (Gün Doğarken), bir müzik profesörünün Yahudi Tarihi Müzesi’nden aldığı telefon sonucu hayatının değişmesini konu alıyor. 2. Dünya Savaşı sırasında Belgrad’ın ortasında, fuar alanı olarak inşa edilmiş alanın bir toplama kampına dönüştürüldüğü günlere götürüyor bizi film. Müzisyen babası ve annesi toplama kampına götürülürken komşu aileye emanet edilen bir bebek olarak savaştan ve soykırımdan kurtulan Misha, gerçek kültürünü, gerçek mirasını, gerçek din ve geleneklerini öğrenmeye, keşfetmeye çalışıyor. Tüm bunları yaparken de filmin belki de en iyi yanı olan müzikten faydalanıyor: Babasının toplama kampında notaya döktüğü ve gömdüğü bir kutunun içine, oğluna sakladığı bir melodi.

Sırbistan’ın en önemli yönetmenlerinden Goran Paskaljevic‘in 32. İstanbul Film Festivali’nin Ustalar bölümünde gösterilen filminde, ülkenin en ünlü oyuncusu Mustafa Nadarevic başrol oynuyor. Belgrad halkının silinmiş belleği ve geçmişi umursamazlığı ise filmin yansıttığı en çarpıcı gerçek. Müzikleri, final sahnesi ve Nadarevic’in oyunculuğu ile duygu dolu anlar yaşatıyor Kad svane dan.






Posted on by thebalkabaa in filmler, kısa kısa: film, sinema Leave a comment

Kısa Kısa: 4. Akbank Kısa Film Festivali






akbankkısaBu hafta Akbank Sanat’ın “Ödüllü Filmler Üniversitelerde!” etkinliği sayesinde 3-13 Aralık 2007 tarihleri arasında düzenlenen 4. Kısa Film Festivali‘nin kazananları gösterildi Sabancı Üniversitesi Sinema Salonu’nda.

Sırasıyla kurmaca ve belgesel dallarının birincileri Bir Cinayetin İki Öyküsü ve İntihar Ederdim! gösterildi önce. Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak filminin yönetmeni Ahmet Uluçay‘ın sinemaya olan bağımlılığını anlatan belgesel İntihar Ederdim! Müşfik Kenter’in sesi ve Gökhan Kırdar’ın müzikleri eşliğinde güzel bir hikayeyi anlatırken, Bir Cinayetin İki Öyküsü de hem kurbanın hem de zanlının gözünden anlatmış bir cinayeti.

Kurmaca dalında mansiyon kazanan kısalar ise Güvercin Taklası, Unus Mundus ve Camgöz’dü. İlki, çok fazla doğallık içermesi ve biraz düşündürücü oluşuyla fazla çekmedi ilgimi. Fakat 3 buçuk dakikalık Unus Mundus, az ve öz olarak derinden yaraladı beni. Camgöz ise Onur Ünlü’nün Polis’i ya da Quentin Tarantino filmlerini aratmayan, biraz Ahmet Ümit polisiyesini vampirlerle-kurtadamlarla karıştıran, biraz komik, biraz mistik, kendini ciddiye alan ama kendiyle dalga geçen uzun bir kısa film olmuş.

Belgesel dalında mansiyon alan filmleri seyretmeye ne yazık ki kalamadım.
Özetlemek gerekirse, seyrettiğim 5 kısa film arasındaki favorim kesinlikle Unus Mundus oldu.

“Herkes, her şeyden sorumludur.” – Dostoyevski






Posted on by thebalkabaa in film festivalleri, kısa kısa: film, sinema Leave a comment