32. İstanbul Film Festivali, daha önce hiç olmadığı kadar “gerçek olaylara dayanmaktadır” yazısı içerdi benim için. Mart 1984′te gerçekleşen ve bilim dünyasının bir açıklama getirmekte zorlandığı bir dayanıklılık öyküsünü anlatan İzlanda yapımı Djúpið (The Deep / Derin Sular) da bunlardan biriydi. Bir gece küçük bir balıkçı teknesiyle Kuzey Denizi’nin buz gibi sularına açılan mürettebatın tamamı, geminin geceyarısı batması ile yaklaşık 15 dakika içinde donarak ölür. Sabahın ilk ışıklarıyla karaya çıkmayı başaran Gulli ise, dondurucu soğuğa 4-5 saat dayanmayı başararak hem milli bir kahraman, hem uluslararası bilimsel bir denek, hem de bir mucizenin ta kendisine dönüşür.
Festivalin Dünya Festivallerinden bölümünde gösterilen film, İzlanda’nın sinema ödülleri Edda Ödülleri’ne 16 dalda aday gösterilip 11′ini kazanmış ve geçtiğimiz yıl Oscar yarışında da ülkesini temsil ederek 9 filmlik kısalisteye kalmıştı. Küçük ülkenin büyük yönetmeni Baltasar Kormákur, birkaç onyıl öncesinde ülkesinin milli kahramanı haline gelmiş olan Gulli adındaki balıkçının mucizevi hikayesini, merak uyandıran bir hikayeye çevirmeyi, İzlanda’nın doğal güzelliklerini en doğru şekilde kullanmayı, ülkenin geçmişindeki trajik bir olayın gücünden suistimal etmeden faydalanmayı başarmış. Film, özellikle denizde geçen sahnelerinde geçmişini ve geleceğini sorgulayan bir kahraman aracılığıyla bizi hayatımız hakkında düşünmeye itiyor.