istanbul müzik festivali

Kısa Kısa: Amsterdam Sinfonietta & Sol Gabetta @ İstanbul Müzik Festivali






Haziran’ın en sevdiğim olayı olan İstanbul Müzik Festivali devam ediyor. Geçtiğimiz hafta izlediğim konserlerden en önemlisi, 25 Haziran gecesi Aya İrini’de gerçekleşen Amsterdam Sinfonietta & Sol Gabetta konseriydi. Konseri önemli kılan yanı, İstanbul Müzik Festivali, Amsterdam Sinfonietta, Amsterdam Viyolonsel Bienali ve Eduard van Beinum Vakfı’nın Letonyalı besteci Peteris Vasks’a ortak siparişi olan viyolonsel konçertosunun Türkiye prömiyerinin gerçekleşmesiydi. Letonca ‘varoluş‘ anlamına gelen Klābūtne adlı konçertonun solisti ise dünyaca ünlü genç çellistlerden Sol Gabetta idi. Bir diğer Kuzeyli besteci Sibelius’tan izler taşıyan (ya da çok sevdiğim ve çok dinlediğim için benim her şeyde ondan izler bulduğum) eserin özellikle cennete doğru ilahi bir yolculuğa çıkmış hissi veren son bölümü, solistin vokal olarak katılımıyla büyüleyici bir hal alıyor. Daha önce hiçbir eserini dinlemediğim Vasks, takibe aldığım sayılı çağdaş klasik müzik bestecisi arasına girmiş oldu böylece.

1981, Arjantin doğumlu ve 10 yaşından beri sahnelerde olan Sol Gabetta, son zamanlarda özellikle piyanist Hélène Grimaud ile gerçekleştirdiği oda müziği konserleri ve kayıtları ile konuşuluyor. Festival dışında daha önce iki kez İstanbul’da dinleme fırsatı bulduğum Gabetta’yı yakından takip etmenizi ve özellikle Il progetto Vivaldi albümlerini dinlemenizi öneririm.

Konsere dönecek olursak, Peteris Vasks’ın “Klābūtne”si dışında, yine Sol Gabetta’nın yorumuyla dinlediğimiz Ernst Bloch‘tan From Jewish Life, Yahudi kültürü ve müziğini çok iyi temsil eden üç bölümlü (Prayer, Supplication ve Jewish Song) kısa bir eserdi. Konserin finalinde ise Mozart‘ın 40. senfonisini dinledik.

Fotoğraflar: Ali Güler






Posted on by thebalkabaa in kısa kısa: müzik, klasik müzik, müzik Leave a comment

Kısa Kısa: Festival Genç Solistini Arıyor @ İstanbul Müzik Festivali






İstanbul Müzik Festivali’nin geçtiğimiz yıl başlayan projesi Festival Genç Solistini Arıyor, bu yıl da Süreyya Operası‘nda Ramiz Malik Aslanov yönetimindeki İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Senfoni Orkestrası eşliğinde bir konserle sonuçlandı. Kemanın ardından bu yıl çello dalında düzenlenen ve solist olarak 1995 doğumlu Cansın Kara‘nın seçildiği projenin sonucundaki konserde genç sanatçı Haydn‘ın 1 no’lu çello konçertosunu seslendirdi. Cansın Kara, gözlerini kapayarak, nefesini tutarak, sanki bir an nefes alsa eserin tüm büyüsü kaçacakmış gibi çalıyor ve duygusunu seyirciye yansıtmayı başarıyor görebildiğim ve duyabildiğim kadarıyla. 2010′dan beri İngiltere’de The Yehudi Menuhin School’da eğitimine devam eden ve bugüne kadar Mersin Üniversitesi Akademik Senfoni Orkestrası, Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası eşliğinde çalmış olan genç sanatçının adını yakında daha sık duymaya başlayacağımıza eminim.

Fotoğraflar: Ali Güler






Posted on by thebalkabaa in kısa kısa: müzik, klasik müzik, müzik Leave a comment

Kısa Kısa: Deutsche Kammerphilharmonie Bremen @ İstanbul Müzik Festivali






Gezi Parkı’nda başlayan ve ülke geneline yayılan toplumsal olayların yarattığı hassasiyet nedeniyle festivalin açılış konseri sonbahara ertelenmesine ve birkaç konser iptal edilmesine rağmen, önemli orkestraları ve solistleri dinleme fırsatı buluyoruz bir haftadan fazladır. 14 Haziran Cuma ve 15 Haziran Cumartesi geceleri festivalin simgesi haline gelmiş Aya İrini‘de gerçekleşen iki ayrı konserin ortak noktası ise The Deutsche Kammerphilharmonie Bremen topluluğuydu. 2004′ten bu yana Estonyalı Paavo Järvi‘nin sanat direktörlüğünü üstlendiği orkestra, son zamanlarda dokuz Beethoven senfonisini birden seslendirdikleri Beethoven Projesi ile adından çokça söz ettiriyor. İstanbul dinleyicisi de bu iki konserle orkestradan 1. ve 4. senfonileri dinleme fırsatı buldu.

İlk konserlerinde Alpaslan Ertüngealp‘in yönettiği orkestranın solisti Portekizli piyanist Maria João Pires‘ti. Pires’ten Beethoven’ın 2 no’lu piyano konçertosunu dinledik. Gecenin en heyecan verici kısmı ise Pires’in bisi sırasında taburesini Ertüngealp ile paylaşarak iki Grieg eserini dört el çalmaları oldu. Orkestra, ikinci gecesinde ise James Judd tarafından yönetildi ve solist olarak usta keman sanatçısı Vadim Repin‘i konuk etti. En sevdiğim keman konçertosu olan Sibelius re minör keman konçertosunu Aya İrini gibi bir mekanda Vadim Repin’den dinlemenin yaşattığı zevki tarif etmem mümkün değil.

Fotoğraflar: Ali Güler






Posted on by thebalkabaa in kısa kısa: müzik, klasik müzik, müzik Leave a comment

Röportaj: Yeşim Gürer Oymak






Henüz küçücükken tanıştığım İstanbul Müzik Festivali ve klasik müzik; bugün benim için en özel olan, programını beklerken en çok heyecanlandığım festivalin de İstanbul Müzik Festivali olmasını sağladı. 2006 yılından bu yana festivalin direktörlüğünü üstlenen Yeşim Gürer Oymak’ın hikayesi de henüz ilkokulda bile değilken tanıştığı piyano ile başlıyor. Kendisi işini severek yapan, her yaştan seyircisiyle bizzat ilgilenen, yenilikçi bir festival direktörü ve hayatımda tanıdığım en kibar insanlardan… Klasik müzik dergileri ve CD’leriyle dolu odasında, bir festival direktörüyle olduğu kadar ilk klasik müzik konserine giderkenki heyecanını hala koruyan bir dinleyici ile gerçekleştirdik bu dopdolu sohbeti:

Read more






Posted on by thebalkabaa in klasik müzik, müzik, röportajlar Leave a comment